Haberi, Makalesi,Konuları, Güncel Haber, Güncel Blog

adile naşit anlatıyor..

Tarık Akan oturmuş bir köşeye dalıp dalıp gidiyordu. Yanına gittim, Çorba içme saatiydi, çorba içtik ve ” Hayırdır ” dedim, zor da olsa anlatmaya başladıBizim Aile filminin çekimlerinde idik. Halit Akçatepe ile Münir Özkul aralarında konuşup gülüşüyorlardı. Tarık Akan da oturmuş bir köşeye dalıp dalıp gidiyordu. Yanına gittim, çok samimi değildik. Çorba içme saatiydi, çorba içtik ve ” Hayırdır ” dedim, zor da olsa anlatmaya başladı; Tarık Akan: “Mühendislik fakültesindeyken, okula yakın bir yerde bir matbaacı arkadaşım vardı. Cebinden kitaplar basar, insanlar okusun diye uğraşırdı. Bugün gelirken ona rastladım. İşleri bozulmuş, kapatmak zorunda kalacakmış dükkanı’ dedi.. Çekimler iyi gidiyordu. Münir’in yanına gittim, durumu anlattım. Adile Naşit anlatmaya devam ediyor: “Çekimler iyi gidiyordu. Münir’in yanına gittim, durumu anlattım. Yevmiye usulü çalışıyorduk, ne yapacağımızı da çok bilmediğimiz için bekledik. Belki elimizden bir şey gelirdi. Münir bunu epey dert edindi. Hani o can alıcı sahne var ya; Münir’in o güzel tiradı. Saim Bey’ in kapısından içeri girer, “sen değil, ben büyüğüm ben” diye noktalar. İşte o sahnede, herkesin eli ayağı buz kesti. Yarım saat bir sessizlik oldu.” “Gün bitti, yevmiyeler dağıtıldı. O gün ne olduysa hepimiz 3’er yevmiye aldık. Münir 10 yevmiye almıştı. Herkes aldıklarını bir araya getirdi topladık ve Tarık Akan’a uzattık. Kabul etmedi, zorla kabul ettirdik. Beraber gidip matbaadaki işler düzelene kadar, her gün biraz daha destek olduk.

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ