Haberi, Makalesi,Konuları, Güncel Haber, Güncel Blog

ANNELERİN FEDAKARLIĞI

Eşi Vefat ettikten sonra çocuklarına bakabilmek için evlerinin önündeki bahçeye mevsimlik sebzeler dikip pazarda satmaya başlamıştı Nurten hanım. Tek isteği yaşadıkları yoksul hayatı çocuklarının da yaşamamasıydı. Bu yüzden onların okuyup meslek sahibi olmasını o kadar istiyordu ki. Sabahın köründe kalkıp evde kalan birkaç parça kahvaltılığı çocuklarına hazırlar, önlüklerinin ceplerine de 50 kuruş yol parası, 50 kuruşta öğle yemeğinde simit alabilmeleri için 1 lira koyup evden çıkardı pazara gitmek için. Bir sabah kalktığında, yine fırından yarı parasına aldığı bir bayat ekmeği kesmiş, küçük bir parça peynir ve 10 kadar zeytini ekmeğin yanına katık olarak koyduğunda, 10 yaşındaki oğlu Veysel uyanmıştı. Biran annesine baktı. Ve üzerinde sayısız yaması olan eteğini ve oldukça eski görünen hırkasını inceledi uzun uzun. Annesi tam yine önlüklerine 1 lira koyup kapıdan çıkacakken, -“O paraları bize verme annecim. Kendin için biriktir. Bak eteğin ve hırkan çok eskimiş. Hem sen neden hiç kendine bir şey almazsın da, olanca paranı bize verirsin? -” dediğinde, kadın gözyaşlarını göstermek istemedi oğluna. Ve biraz kızmış gibi yaparak, -“Hadi hadi çok konuşma. Anneler çocuklarını çok severler. O yüzden her şeyin en güzelini çocukları giysin isterler. Şimdi kardeşini de uyandırıp kahvaltınızı yapın. Sonra doğru okula-” demişti. Pazar yerine gidene kadarda yolda gözyaşı dökmüştü kadın. Çocuğu ne kadarda haklıydı. Belki 3 sene olmuştu kendine yeni elbiseler almayalı. Biran yamalı eteğine baktı. Sonra daha sıkı sıkı sarıldı pazara satmak için götürdüğü sebzelerine… Ertesi gün Veysel annesinin dizlerine yapıştı erken saatte. -“Arkadaşlarım tost ve meyve suyu yerlerken, gözümü onlardan alamıyorum. Ne olur biraz daha para ver anne?-” dediğinde annesi üzgün bir halde daha fazla parasının olmadığını söylemişti. Veysel susmuş başını öne eğip kardeşini uyandırmıştı kahvaltılarını yapmak için… 1 hafta kadar sonra küçük kızı Sare annesinin kulağına eğilip, -” Abim okula gelmiyor anne. Evden çıktıktan sonra beni otobüse bindiriyor. Ben kendim gidiyorum okula. Okuldan çıktığımda da göremiyorum onu. Ve eve gelmek için yine kendim biniyorum otobüse. Bir haftadır böyle yapıyor-” dediğinde, sinirden aklı başından gitmişti kadının. Sinirle dışarıda oynayan Veysel’in yanına gitmiş. Kulağını öyle çekmiş ve bağırmaya başlamıştı ki, çocuk korku ve can acısıyla ağlamaya başlamıştı. -“Ben siz okuyun adam olun diye uğraşayım. Sen okuldan kaç öylemi? Gebertirim seni… Bir daha asla okula gitmemezlik yapmayacaksın anladın mı? -” diye bağırdığında ise, gözyaşlarıyla başını sallamıştı çocuk.

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ