Haberi, Makalesi,Konuları, Güncel Haber, Güncel Blog

yaşlı

Bu herif yetti gayri, 50 senedir bezdirdi yaşamdan… Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda… Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin f-laşıyla bozuldu… Kim bilir nasıl bir m-anşet atacaklardı, yaşanmış 50 senenin sonrası? Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı… Kadın neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu… Yaşça büyük olan bayanın gözleri doldu ve devam etti: Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim… O bilmez… 50 sene önceydi.. O çiçeği bana verilen çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büsbütün. Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir vakit sonra çiçek kurumaya başladı. O vakit adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye. İyi gelirmiş derlerdi. 50 sene oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Taa ki geride bıraktığımız geceye kadar… O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım… Ben, bu tür bir adamla 50 sene geçirdim. Yaşamımı, umudumu, herşeylerimi verdim. Ondan hiçbişi görmedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim vazifelerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim. Hakim yaşlı adama dönerek: – Diyeceğin bişi var mı, baba? dedi. Yaşça büyük olan adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın mahcupluğunu hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi. Tane adet söyledi: – Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, muhteşem manzarasıyla büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime’mi de orada tanıdım. Sedefleri de… Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. Yeni evlendiğimizde, boyun a-ğrısı sebebiyle, onu doktora götürdüm. Hekim “Çok fazla vakit uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir” dedi. “Her gece uykusunu b-ölüp uyansın, gezinsin” dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun… Lafım geçmedi… O zamanlarda; raslantı, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Ben ona: “Çiçeği geceleri sularsan geçer” dedim. Adak dilettim… Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kısmı, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki… dedi adam. O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle… Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey… Geçen gece de… Yaşça büyük olanlık… Ben de uyanamadım. Uyandıramadım… Çiçek susuz kalırdı ancak kadınım boynu gene azabilirdi… Su-çlandım… Sesimi çıkartamadım… O anda gazeteciler dahil, m-hkeme salonundaki herkes ağlıyordu… “Sevgide bonkör, ancak sevdiklerimizi kırmada çoktan pinti olalım!” İMKANIN SINIRLARINI GÖRMEK İÇİN İMKANSIZI DENEMEK LAZIM

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ