Meteoroloji son dakika duyurdu
Çiftçiye kuraklığa toleranslı ürün yönlendirmesi Ülke genelindeki kuraklık en çok tarım alanlarını etkiledi. ?Tütün, zeytin, üzüm, incir, pamuk ve turunçgiller gibi tarım ürünleri üretimin önemli kısmının yapıldığı Ege Bölgesi’nde de su/tarım yılı yağışları, normal miktarın gerisinde kaldı. Ege’de 2021 su/tarım yılı yağışları normale göre yüzde 18, 2020 su/tarım yılına göre yüzde 5 azaldı.İzmir Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, AA muhabirine, su varlığının tarım için büyük önem taşıdığını söyledi. İklimsel değişikliğinin dünya genelinde kendini hissettirdiğini belirten Özen, bu konuda önlemler alınmaya çalışıldığını aktardı. Özen, Türkiye’de de susuzlukla mücadele ve önlemler anlamında Bakanlık ve il müdürlüğü nezdinde çalışmalar yapıldığını ifade ederek, “Ciddi anlamda bir susuzluğa doğru gidiyoruz. İzmir ölçeğinde 2020 yılına göre ‘çok aman aman’ etkilenmedik ama komşu illerimiz Manisa, Aydın, Denizli ciddi şekilde kuraklıkla mücadele ediyor ve derinden hissetmeye başladı.” dedi. Bu mücadelede çiftçilere önemli görev düştüğünü vurgulayan Özen, şöyle konuştu: “Kuraklık çalıştayı düzenleyerek bunun neler getireceğini, nasıl olumsuzluklarla karşı karşıya kalacağımızı, alınması gereken tedbirleri paydaşlarımıza anlattık. Çiftçimiz, üreticimiz değişen iklim koşullarına göre bitki desenini değiştirse de bunu zamana yaymak yerine biz de bir an evvel bu tedbiri almak adına üreticimizi kuraklığa toleranslı, daha az su isteyen çeşitliliğe doğru yönlendirmek adına çalışmalar yaptık. Örneğin Menemen’de pamuk ekilir ağırlıklı olarak. Ekim sezonu başlangıcında üreticilere bol miktarda su veremeyeceğimizi söyleyerek onları yönlendirdik, 10-15 bin dönüm olan ay çiçeği ekimi 55 bin dönümlere çıktı. Suya toleranslı ürüne doğru kayma oldu.” “Bir an evvel damlama sistemine geçilmeli” Özen, Bakanlığın basınçlı sulama sistemlerine verdiği hibe desteğini hatırlattı. Silajlık mısır ekiminin yoğun olduğu Tire ile pamuk ekimi yapılan Dikili’de deneme yaptıklarını aktaran Özen, şu değerlendirmelerde bulundu: “Salma veya vahşi sulamayla vermiş olduğumuz suyun yüzde 60-70’lik kısmı bitkiye temas ediyor ama damlama sulama sistemiyle, salma sulama sisteminde verdiğimiz su miktarının yüzde 40’ını veriyoruz. Vermiş olduğumuz miktarın yüzde 95’i bitkiye temas ediyor. Bunlar su kaynaklarımızı daha uzun süre kullanabileceğimizin yöntemleridir. Bir an evvel bu yöntemlere geçmemiz gerekiyor. Susuzlukla mücadele ve ülkenin genelinde susuzlukla, kuraklıkla ilgili bitki deseninin nasıl olması gerektiğine yönelik çalıştay yapıldı, sonuç bildirgesi yayınladı. Üreticimize büyük görev düşüyor. Eğitimler veriyoruz, tavsiyelerde bulunuyoruz. Üreticilerimizin bunu kabul etmesi ve destek olması gerekiyor.”